ANIL ERDEM KORKMAZ |
|
|
|
|
AJANS(AEK)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bostanlarda fasulye
Anam gitti gezmeye
Ben anamdan örendim
İnce boncuk çizmeye
Koyunum var karaman
Gaybolursa araman
Ben bir reçber kızıyım
Şehirliye yaraman
Dere boyu gidelim
Koyun kuzu güdelim
Sennen beni görmüşler
İnkâr bayrım edelim
Ak koyun kuzusuna
Gün tutmuş postusuna
Ne desen de ağlasam
Arnımın yazısına
Tren gelir öterek
Kömürünü dökerek
Ben anamdan ayrıldım
Gözüm yaşım dökerek
Tut yedim duttu beni
Yârim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tuttu beni
Ak tavuk aldın mı?
Kümese koymadın mı?
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı?
Kapelesi ketenden
Yârim indi trenden
Boynuna sarılayım
Gülünü incelmeden
Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılması
Çaya inesim geldi
Şeker yiyesim geldi
Ala gözlü ablamı
Gene göresim geldi |
Su içtim kana kana,
Sular akar yana yana,
Yüzün bir gün görmedim,
Bilmem gidem ne yana.
Merdiven indirdiler,
Atlara bindirdiler,
Kızım seni kahır eline gönderdiler,
Ağlar silinir silinir ağlar.
Gelin geldi evimize,
Şenlik kurdu köyümüze,
Hoş geldin allı gelin,
Sefa geldin pullu gelin.
Baban carsıya vardı mı?
Alını yeşilini aldı mı?
Suda kızıma dedi mi?
Haydı kızım kutlu olsun.
Haydı kızım kınan kutlu olsun,
Burada dilin tatlı olsun.
Çağırın gelin kızın anasını
Kızı gelin oldu görsün.
Allah muradını verdi bugün,
Anasını kızsız koyan
Evlerini ıssız koyan,
Testisini susuz koyan.
Kahve doktum kuruna,
El vurmayın durula,
Yârime yar diyeni,
Sol göğsünden vurula.
Bayburt’a giden yollar
Uzadıkça uzarlar,
Geçme bizim kapıdan
Eller bana kızarlar.
Maşrapanın kalayı,
Kızlar çeker halayı,
Allah için söyleyin,
Var mı askın kolayı.
Suya bulgur ezerim,
Hem ezer hem süzerim,
Ben yarımın derdinden
Deli olmuş gezerim. |
Hey hızara hızara
Dalda elma gızara
Beni sana vermizler
Başka yerden giz ara
Gayadan öküz bakar
Öküzün arnı sakar
Delikanlı dururken
Sakallıya kim bakar
Mendil aldım onbeşe
Onu serdim güneşe
Gitti yârim gelmedi
Beni aldı telaşe
Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste
Yârin hasta dediler
Yetiştim son nefeste
Karşıda ala inek
Tüyleri benek benek
Hiç boğazımdan geçmiyor
Yarsız yediğim yemek
Kuş kafese girmiyor
Buna aklım ermiyor
Hiç boşuna ah çekme
Annem beni vermiyor
Evleri sarı boya
Gel yarim doya doya
İç vereme tutuldum
Gamıma koya koya
Armut dalda bir iki
Saydım baktım on iki
On ikinin içinde
Gök yazmalı benimki
İnce yazma düreyim
Aç koynunu gireyim
Uyan uyan sar beni
Yar olduğunu bileyim
Tavanlarda tencere
El vurmadım incire
Gavur babam duymasın
Çeker beni zencire |
|
|
|
Çaya indim taş buldum
Yüzüğüme kaş buldum
Neredeydin la sürgün
Yanıma yoldaş buldum
Arabası kirenden
Mendil sallar trenden
Abenim nazlı yarim
Nasıl ayrıldın benden
Kara tren ak tren
Askerleri say tren
Benim yarım kırkbeşti
Postasıyla say tren
İki çeşme yanyana
Su içsem kana kana
Bana ediresini ver
Mektup yazayım sana
Sergenlerde çekirdek
Bostanlarda bitecek
Ben isterim babamdan
Dört davul sekiz köçek
Evleri var üst başta
Kundum dalda taşta
Sen orada ben burda
Akıl kalmadı başta
Harmanı yuvarladım
Samanı çuvalladım
Gara gözlü ey abim
Allaha ısmarladım
Keteni bez edeyim
Hangi yol gözeteyim
Kara gözlü yarimi
Kimlere benzeteyim
Mendil serdim bir taşa
Neler geldi bu başa
Öptüm bir kız yanağı
Dedi bana çok yaşa
İp attım ucu kaldı
Ocakta saçı kaldı
Ben büyüttüm el aldı
Yürekte açı kaldı |
Eğer gelinim iyi olursan
Bizde seni överiz
Kotu olursan gelinim
Hepimizde döveriz.
Karatavuk olmadın mı?
Dallara konmadın mı?
Şebek yüzlü kaynanam,
Sen gelın olmadın mı?
Karşıdaki gök ekin,
Aldırdım elimdekin,
Her soran benzim sorar,
Sormazlar kalbimdekin.
Ekim ektim düzlere,
Diken oldum gözlere,
İşte ben gider oldum,
Ayaş kalsın sizlere.
Yıldırım vurdu bizi,
Dal gibi kırdı bizi,
Araya girdi düşman,
Dağlar ayırdı bizi
Arabamın tekeri
Hem ileri hem geri
Benim de bir yârim var
Oruçlar’ın şoförü
Avlu dibi örümcek
Aklım gitti görüncek
Ben aklımı yemedim
Köylülere gidecek
Ayağında mesi var
Odasında sesi var
Bekâr oğlan değil mi?
Kızlarda hevesi var
Ayakkabı aldırdım
Bir sele topukları
Beni baştan çıkaran
Taşköprü kopukları
Ayakkabı giyerim
Üstü beyaz olursa
Kaynanamı severim
Oğlu güzel olursa |
Garşıdan gelen atlı
Ne gayratlı gayratli
Ben istedim vermedi
Niman malın gıymatlı
Kara kabak bağ atar
Altında yılan yatar
Ben bilmem mi a yârim
Goynunda neler yatar
Deniz coştu göl oldu
Yârim sana ne oldu
Benim sana yandığım
Memlekette şan oldu
Ev ötene ev yaptım
Çıktım üstüne baktım
Yârim gelecek diye
Çivte lambalar yaktım
Irmak gumsuz galır mı?
Dibi susuz galır mı?
Senin gibi güzelin
Goynu yarsız galır mı?
Karşıdan ünlüyorlar
Badılcan belliyorlar
Bu köy nasıl köyümüş
Varmadan övüyorlar
Mısır ektim azmasın
Gelen geçen kazmasın
Yar üstüne yar seven
Gençliğine doymasın
Titretin ışıkları
Çalıver kaşıkları
Yürü tirenim yürü
Kavuştur âşıkları
Elinde demir orak
Mektup göndersem ırak
Cebinde tarağın
Bana yadikar bırak
Elma attım nar geldi
Dar sokaktan yar geldi
Eğil biyol öpeyim
Al yanaktan kan geldi |
|
|
|
Gökde yıldız niniynen
Köçek oynar ziliynen
Ayağına taş batmış
Siliyor mendiliylen
Dam kapısı açıldı
İnce boncuk saçıldı
Yar kapıdan girince
Gözüm gönlüm açıldı
Dağda tavşan oynuyor
Yelesini yağlıyor
Ötmüş yârim dizime
Garip garip aylıyor
Irmak coştu kül oldu
Yârim sana ne oldu
Olan oldu a gülüm
Madenkeş sebep oldu
Tütün içtim lüleden
Benim yârim Günye'den
Biricik biricik baş olmaz
Hoş geldiniz cümleden
Damda kırat harlıyor
Kapılan parlıyor
Aşmış yengem geliyor
Beyaz mendil sallıyor
Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılmasın
At üstünde cenderme
Dut kolundan goyverme
Giz ben seni atacın
Kimselere deyverme
Sarı kâğıt yazarım
Sandık sandık basarım
Yârimi vermezlerse
Ben kendimi asarım
Kar yağıyor yağıyor
Abamı giyeceğim
İhtiyara varıp da
Goca mı diyeceğim |
Cuma köyün yolları
Dönüm geliyor dönüm
Cuma köyünden kız almak
Ölüm geliyor ölüm
Yarımca’da saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yârime gül demem
Gülün ömrü az olur
Hereke’dir köyünüz
Buz gibidir suyunuz
Köyünüzü beğendim
Yok, mu bekâr kızınız
Harmanlardan geçiver
Ata yonca biçiver
İki tane yar olmaz
Birinden vazgeçiver
Dikenli’nin dağları
Üzüm yapmaz bağları
Üzüm yapsa bağları
Evlenir oğlanları
Karpuz kestim kan gibi
Uzadı urgan gibi
Yarımca kızları
Kınalı kurban gibi
Yarımca’da saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yârime gül demem
Gülün ömrü az olur
Kirazımız dalbastı
Dalları kiraz bastı
Delikanlı söz etti
Kızlar yüzünü astı
Bu kiraz budak budak
Olur, mu kiraz dudak
Yarımca’nın güzeli
Canımdır sana adak
Duvarda makas asulu
Elbiseler kesülü
Bana mani sorarsan
Kirli çuval basulu |
Şu giden kimin oğlu
Paltası da ak kolu
Dönüp bana bakmıyor
Saki vezirin oğlu
Bahçenizde gül var mı?
Gül altından yol var mı?
Gel gidelim sevgilim
Annenden izin var mı?
Kayadan indirmişler
Tirene bindirmişler
Kara saçlı yârimi
Gurbete göndermişler
Ay gelir aydan beri
Çay gelir dağdan beri
Ben yârimi görmedim
Bir buçuk aydan beri
Bostanlarda aşlama
Aşlamayı taşlama
Ben askere giderken
Ağlamaya başlama
Su koydum su taşına
Masanın ortasına
Memelerin benziyor
Ferik yumurtasına
Denizin dibi derin
Üstüne halı serin
Sandık sepet istemem
Beni sevdiğime verin
Duvağın telli gelin
Gümüşten elli gelin
Buğulu gözlerinden
Sevdiğin belli gelin.
Gün kavuştu ırakta,
Gözüm karada akta,
Herkesin yarı geldi,
Benim yarım uzakta.
Toprağında tasında
Benleri var kasında,
Sen bahar içindesin
Bense ömrüm kışında. |
İstanbul’dan gelirken
Aldım pilili etek
Konuşmaya yüzün yok
Manilere dikkat et
Geline bak geline
Kına yakmış eline
Ne mutlu bu geline
Gidiyor sevdiğine
Motor geliyor motor
Ekinlik arasından
Ben yârimi tanırım
Saçının dalgasından
Dere boyunda gezer
Buldun mu benden güzel
Ben buldum senden güzel
Resmi cebimde gezer
Elimde zilli maşa
Vururum taştan taşa
Ben yârimle toka ettim
Dedi bana çok yaşa
Bahçelerde börülce
Oynar gelin görümce
Oynasınlar bakalım
Bir araya gelince
Yeşil ipek bükerim
Yâre gömlek dik erim
Sen orada ben burada
Hasretini çekerim
Elmayı atan bilir
Şeftali satan bilir
Kızların kıymetini
Yalınız yatan bilir
Karanfil ektim gül bitti
Dalında bülbül öttü
Ötme bülbülüm ötme
Yârim gurbete gitti
Tülbendimin bir yanı
Turuncudur turuncu
Ne yapayım be yârim
Askerlik vatan borcu |
Avlunun dibi sarmaşık
Yar oldum sana âşık
Yar aklıma geldikçe
Elimden düşer kaşık
Gitme dedim de gittin
Uzak uzak yerlere
Kar mı yağdı be yârim
Güvendiğin yerlere
Su üstünde sarayım
Dur şu yâre sorayım
Yârimden gelen mektubu
Tülbendime sarayım
Atma bana taş ile
Gözüm dolu yaş ile
Ben nereye gideyim
Bu sevdalı baş ile
Kırklara giden olsa
Yârimi gören olsa
Kırklar seni yıkarım
Yârim ziyan olursa
Elma attım nar geldi
Dar sokaktan yar geldi
İlişmeyin yârime
İki ayda bir geldi
Şapkayı soldurmuş
Giye giye
Yârim sararmış solmuş
Alacam diye diye
Ah fındığım fındığım
Dallarına konduğum
Vermedi seni bana
Sakalını yonduğum
Almışız kızınızı
Fındık çubuğu gibi
Bir daha verin bize
Eğleyin gönlümüzi
Ayran yapar yayıklar
Kızlar fındık ayıklar
Harmanın kenarında
Titrer ince bıyıklar |
Eğdim fındık dalını
Gel deşure deşure
Ölmeden koydun beni
Menşure teneşure
Ey fındığım fındığım
Dallarına konduğum
Ben sevdim de el aldı
Odur benim yandığım
Fındık bahçelerinde
Miras oynarım miras
O kırmızı yanaktan
Eğil öpeyim biraz
Fındığa kaga derim
Darılma şaka derim
Sen beni bastırırsan
Ben sana aga derim
Fındık toplayan gelin
Fındık dalda kalmasın
Gel biraz konuşalım
Aklım sende kalmasın
Fındık dalında direk
Vay sana yanmış yürek
Sen nelere dayandın
Buna da dayan yürek
Fındık dalında testi
Kemer belimi kesti
Yine geldi aklıma
Askerdeki yan fesli
Fındık fıstık olur mu?
Ateş yastık olur mu?
Sen orada ben burada
Böyle dostluk olur mu?
Fındık içi işlerim
Al yanaktan dişlerim
Eğer benim olursan
Saçların gümüşlerim
Fındık kırdım iç ettim
Yaylalara göç ettim
Yârim senin yüzünden
Ben bu canı hiç ettim |
|
|
|
Fındık yaprağı yeşil
Döşür Eminem döşür
Bu akşam geleceğim
Şekerli kahve pişir
Fındığı harman ettim
Derdimi ferman ettim
Hiç üzülme Fadimem
Efkârım derman ettim
Fındık dalda sararmış
Yaprakları kararmış
Yârim beni kaybetmiş
Bahçelerde ararmış
Fındık yeşil çotanak
Dalında salkım saçak
Yeşil giysi içinde
Kahverengi yavrucak
Fındık dalda bir sıra
Yârim gitti Mısır'a
Koyun olsam yayılsam
Yârimin peşi sıra
Fındık budaklanır mı
Dalları saklanır mı
Anasının yayında
Hiç kız kucaklanır mı? |
Harmandan yığın yığın
Güneş dostu fındığın
Çalışır çoluk çocuk
Sesi ninni tırmığın
İyi bu sene püsler
Bahçeyi emek süsler
Fındığa on ay kaldı
Yine gülecek yüzler
Kemençemin telleri
İbrişimdir ibrişim
Dişledim yanağını
Kırıldı fındık dişim
Toplasın onu kızlar
Peşi sıra uşaklar
Sayesinde fındığın
Düğün dernek yaparlar
Para etti fındıklar
Tükendi bütün borçlar
Şimdi düğün vaktidir
Doldu ceviz sandıklar
|
Yüklensin arabalar
Seksen okka çuvallar
Fındık hazır olunca
Şenlensin çarşı pazar
Gün batarken harmanda
Çuvallar var her yanda
Emmi sarmış tütünü
Yorulmuştur her hâlda
Görele, Tirebolu
Giresun'da konduğum
Bulancak, Ordu bilir
Kıymetini funduğun
Fındığın çalısını
Kırarlar yarısını
Küçükken evlenenin
Alırlar karısını
Güneşten insan bezer
Fındık içinde gezer
Yaz günü akşamından
Hafif bir meltem eser |
|
|
|
|
|
|
|
WebUzmanı
http://xml.truveo.com/eb/i/2285215686/a/83ffa4d892c4e8dbfb0e9b611cc8250b/p/1
|
|
|
|
|
|
|
|